Time-lapse

Zaman atlamalı fotoğrafçılık terimi olarak time-lapse normal hızla oynatıldığında zamanı hızlandıran ve dolayısıyla yavaşlıyor gibi görünen bir algıdan ibarettir . Hayat çekiminde fiziksel bir bedende ne kadar hızlanmış olursak o kadar çevremizi yavaşlamış hissederiz. Hızlı söyleyen ben değilim ; yavaş anlayan sizlersiniz diye isyan edilen  o rap şarkısında olduğu gibi . Pratik insanların aheste hareketlere tahammülsüzlüğü de bundan kaynaklıdır . Geçmiş ve gelecek dediğimiz periyodik bir algıdır. Her yaptığımız hareket hatta ağzımızdan çıkan sözler uçuşan fotonlar gibi birbirini bulur ; adrese gider. Sen yeter ki ne istediğini bil ; konumunu belirle ve navigasyona güven . Güvenmek , teslim olmak içerikli tekamül meselesidir biraz da…Gece ve gündüzün nöbetleşerek devam etmesi bana hep ilahi zamanlamayı hatırlatır . Her gecenin sonunda mutlaka gün aydınlanır .  Fizik olaylarına ; morphy kanunlarına girip uzay zamandan bahsedip, kafaları yakmak istemem ; kısacası evrende herşey hareket halindedir be bu hareketin uzay zamanı büken bir sorumlusu vardır .Bilmelisin ki geçmiş ; şimdi ve gelecek üçlüsü kesin hatlarla ayrılmıyor. Zamanın bükülmesi denilen şeyden anladığım  olayları ve zamanı birleştirmekti aslında . Zaman bu şekilde metafiziksel açıklaması olan bir kavram olsa da üzerine düşünüldüğünde felsefenin sınırsızlığında kaybolabilir. Neye göre zaman ? Günümüz teknolojisinde herşeyi çok hızlıca gücüyle halleden insan bir an önce varacağı yere endekslidir ama yol hikayeleri nasıl görmezden gelinir . Yol eşittir hız çarpı zaman denkleminden yürü bakalım. Dışarda giderek hızını arttıran dünyanın lezzetini , aslında iç dünyasında yavaşlamayı bilenler bilir. Nasıl oluyor da bazı zamanlar geçmek bilmezken ,bazı anlar da tadı damakta kalıyor. Sahi neydi zamanı bükmek? Ah bir de o ; kaç yaşındasın sorusuna verilen kimin yanında cevabının romantikliği iyi gelir . Zaman işte şu an içinde bulunan o an . Umarsızca ‘anı yaşa’cılardan değiliz elbet ama zaman dediğimiz işte tam da şu an yanına kar kalan . Eski Türk filmleri tadında İzzet Günay’ın Türkay Şoray’a dediği ‘çok eskiden rastlaşacaktık’ hüznü gibi vazgeçmemeli insan rastladığı güzelliği yaşamalı . Doğru ya da yanlış zaman diye birşey yok ; kendi tekamülünde bedelini ödediğin yüreklilikte rastlaştıysan rastgele …