Yaşıyorsan Hayatta Kal
- Alihan Gençer
- 29 May 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 Haz 2024

Büyük dünyada olan biteni anlamaya çalışırken kendini kaybeden küçük insan; artık dünyayı kontrol edemediğini hissettiğinde elinde avucunda kalan sevgiye odaklan ; onu bul . Sevgini orta yere koyup bu uğurda yaşarsan ; o çok değerli sandığın bir felaketlik yokolabilen herşeyine bağlı kalmadan da yaşayabilirsin . Sallantıda hayatlarda aslolan tek şey koşulsuz sevgidir ,var mı olmazsa olmaz bir sevgin hayatında ? Biliyoruz ki hayat matematiksel analizlerle değil duygularla akar ; bu sebeple hesap kitap yapmamalı insan duygularıyla . İlahi terazi diye bişey var ; verdiklerin aldıklarını hesaplamayı bırakıp ; ilahi muhasebe departmanına iletip ; zaman kavramının da bükülebilir olduğunu anlarsan ; senin olan sana gelir . Maddeden mana’ya geçiş yolunda bilinir ki verdiğin kadar varlıklısındır. Dönüşüm denilen çağımızda bir taraftan dünyanın başına bişeyler gelirken bir taraftan da iç dünyalarda sarsıntılar oluyor ; uyanışa geçmeye çalışan insana ‘kendini sev’ programları yükleniyordu. Bu süreçte alma verme dengesi mevzusunu yanlış anlayanlar da oldu ; bencilleştikçe yalnızlaşanlar gibi …’ Önce kendini sev ‘ farkındalık seminerlerine katılıp yalnızlığı ile gurur duyan kadın çemberleri ile doğal denge ne kadar mümkündü ? Evi dağınık bir kişisel gelişimci senin hayatını ne kadar derleyip toplayabilirdi ki? Spiritüellik barometrem fena sayılmaz ama kafamın içindeki vergi levhalı insan modelinin varlığı akılcı yaklaşım anlamıştır ki denge lazım . Doğanın dengesini bozup da felaketlerin sarmalinde sarmalanmış hallerimizden önce herkes kendi iç dengesini korusa….Beyninin ve kalbinin uyumlanmasıyla sen kendi şifacının ta kendisinin . 5 yıldızlı ‘welness kampları ‘ nda meditasyon seminerlerinde huzuru yakalamak kolay da hayatlarımızın içinde bunu korumak esas mesele. Beynimiz gerçek frekans değerleri şeklinde bilimsel değerler var ve biz aslında bu değerleri kontrol edebilme yetisine sahibiz. Sürekli kendi kehanetini gerçekleştiren çağın modern insanı ; kötü haberlere bakıp bakıp hipnotize acı çekme eğrisinde yaşayanlar şüphesiz ki dünyanın titreşimini düşürmekteler. Hayatının efendisi ya da kölesi olmak bizim omurgalı dik duruşumuza yani tavrımıza bağlı …Kolektifle her birey kendinden sorumluludur; insan kendisi iyi olursa ; önce aurası ; başta çocuğu ve etrafındaki kişileri ve dünyasını iyileştirebilir , bunu idrak etmiş olmalıyız artık . Görüyoruz ki herkesin hayatı olduğu gibi felaketleri de yaşama şekli farklı ; hepimiz farklı frekanslarla ve yansımalarıyla aslında aynı şeyin içinden geçiyoruz . Ekonominin durduğu yerde her sabah gidip işini açan esnaf kalbi kadar ‘rastgele’ hayatlardayız artık …Kimin hangi yollardan geçtiğini bilemezsin bu sebeple dokunduğun insanların hayatında nazikçe yürü…Herkesin stres yönetimi kendine özel ; kimseyi yargılamadan kendine iyi geleni yapmaya çalış ; kaosun içinde sessizce sabah kahvesini içen o kişi ol , yaşıyorsan hayatta kal …
Comments